8 Mayıs 2012 Salı

Soyadımdaki Y'yi senin yüzünden kaybedesim var.

Nar-ı Şems'i yudumluyorum Mercan dede'den.
-Dedem'den bir yıldır haber alamıyoruz.
Anneannem'i kaybedeli dört yıl olacak sekiz gün sonra.
Annem ile Babam aynı şehirde duramıyor artık,üç günden fazla
Ben de annem ve babam ile aynı şehirde üç aydan çok duramıyorum mesela.

Sonra bugün Elif'i ölecek gibi oldum,Eve gelince öptüm.
eve gelene kadar hiç öpmedim,ama hep öpecek gibiydim.
Ne feci,ben mevlevihanemi büsbütün tentirdiyot kokularından buram buram çekip yüzüne inşaa etmişim.
benim dağ havam,vadi endişem,nehir yatağım,çöl sıcağım senin gözlerinin içindeki o karanlığın tağ kendisiymiş.

Afrika sineklerinin zehri ve vızıltısı bir plak'tan eski kırkbeşlikler onarıyor şuan.
Yani bu gece bir sürü imtihanım var demek bu.
Kırkbeşlikler zaten eski olur diyince,bizim mahalledeki dullar hep bozuluyor.
Hepsi mi kırkbeş yaşında diyorsun sen şaşırarak
ben bu kez şaşkınlığına aşık oluyorum.

Nar-ı Şems'i tekrar açtım.
Ondan geriye doğru sayıyorum,sen hep doğru kabloyu kesiyorsun.
Bir yudum uyku patlak veriyor.
Artık rüzgar olsam,senin parfümüne endekslenirim.
Bizzat-i teorim sonbahar yağmurlarında,ellerinin ellerimi ıslak ıslak öpmesi
Ben böyle olmayacak hayaller kurarak eğlenirim.
Sonra eğlencelerimden gölge oyunları,gölge oyunlarından
- ellerimin gölgesi hep patika yollardan dar avlulara çıkıyor.
Benim gölge oyunlarımın ölmesi,senin beni hiç bir zaman öpmemen demek oluyor.


Şadırvanlardan sonra sedirler,sedirlerden sonra nehirler,nehirlerden sonra zehirler
hepsi adınla anılıyor artık.
Bunun mutluluğunu gözbebeklerime bıraktığın ağırlıklarla tertip ettim.

Beni Affedecek olursan,ben bu şiiri sana çok başka türlü de düzenlerim.

-Soyadımdaki 'Y' yi senin yüzünden kaybedesim var.

-Anne mimiklim,elifim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder