21 Mayıs 2012 Pazartesi

İyi Günler Mösyö Danton

Mösyö Danton ölmeyi beceremiyor.Kanımca ecelini ölen eşi ödünç almış.Çok yürekli sevmek yetmiyor bazen,beraber yaşlanmak için ölmemeyi başarmak gerekiyor.
Her sohbetimizde bana oğlu Diarron'dan bahsediyor.Okutmak için çok çabalamış,ama çocuk okuyamamış.Şimdi taksicilik yapıyormuş Paris'te
Eski devrimcilerden,Re la fayette her sonbahar öğrencileri örgütleyip meydanlara toplamış,bir kaç arkadaşıyla
Üç kez idam cezası ile aranmış.Ben ortadan kaybolmayı iyi beceriyorum evlat diyor bana,pek samimi gülümseyemeyerek her zaman ki gibi..

Mösyö Danton ölmeyi beceremiyor.Odasının bulunduğu koridorda bir sürü gelen giden oldu fakat hala sapasağlam birtek o kaldı,Mardi Gira için Rio de Janerio'da ki arkadaşlarına tasarımlarını gönderiyor dört yıldır,her yaz sonu.Daha hiç cevap alamadı,kafasına pek takmıyor.
Yüzüne ölememenin ağrısı yerleşmiş.Bizden yaşadığı her gün için özür diliyor adeta mahçup gözleriyle.
Mösyö Danton,Marseille'da balıkçılık yapmış üç yıl boyunca.
Bir keresinde Fransız olmanın en utanç verici yanı nedir bilirmisin evlat demişti?
Nedir diye sorduğumda
Biz Fransızlar,yalan söylemeyi beceremeksek te yalanlara inanmaya bayılırız.
Örneğin benim buraya gelme sebebim rahmetli eşim Esma'nın Türkiye'ye dönmem gerekli,lütfen sen de gel benimle,orada bir yaşam kurarız dediğinde yalan söylediğine adım kadar emindim.Öyle de oldu,İstanbul'a indiğimiz gün beni İstiklal'de dört bavulumla bırakıp kendi karşıya geçti Kadiköy'e.Babasıyla arasını düzeltip benimle evlenmek isteyeceğini söyleyecekti.N'oldu biliyormusun evlat.Bir ay sonra Esma'yla bir çocuğu evlendirmeye çalıştı babası
,çocuğu tanıyormuş,arkadaşının oğlumuymuş,çok paraları mı varmış neymiş.Gittim düğünü bastım
babası sordu,sen kimsin diye,kızının kocası olması gereken adamım dedim,dediğimde gözleri aha böyle fal taşı gibi açılmıştı.
Zamanla o da kabullendi.Birşeyi kabullenmek için zamana bırakmak en doğru klişedir hayattaki.
Esma'yı 14 yıl önce 58 yaşında kanserden kaybettim.
Ölürken bile Camel sigarasını bırakmadı,eli yatağa düştüğünde yorganını yakıyordu.Son yaptığı eylem budur.


Mösyö Danton,görmeyi beceremiyor,astimat gözlerinde ambulans seslerinin telaşı var.
Yüreğinde meydan saatlerinin tik/takları.Sonra Mösyö'nün hergün çizip karaladığı bu duvar
ona ilacını almadığı zamanlarda bir Parisian sevdim,Kuran'da geçiyor adı,Türkiye de doğmuş,Türkiye'de ölmüş,ne güzeldi sabah ayazında kahküllerinin tadı,
ya da
Neyin En acıklı yanı nedir biliyormusun karıcığım?
Yokluğunun en acıklı yanıdır,şimdi beynimdeki ağrıyı defnetmek için esrar saracağım.
diye küçük itiraflarda bulunduğu beyaz kağıtlara dönüşüyor.


Mösyö Danton;
-''Eğer bir yaşlı ölmeyi beceremiyorsa,yaşadığını unuttuğu içindir,lütfen kusura bakmayın'' dedi dün sabah
Sonra personelden Zerrin'e Esma diye bağırıp sarılınca anladık,içmemiş yine ilaçlarını.


Bu sabah ise,odasının yanından geçerken,seslendi
girdim içeri.
Gecesinin nasıl geçtiğini,ne rüyalar gördüğünü anlattıktan sonra,bir sigara istedi,normalde vermemek gerekse de verdim,ikimiz kapıyı kapatıp sigara içtik karşılıklı.

Bana
''modernizmin politikası şudur,sevmeyi beceremiyorsan,becermeyi sev''
ben tam da buna karşı çıkıyorum evlat,çünkü aşk hiçbir vakit modern olmamıştır,olamayacaktır da.

Sevmek-bir kaç yüzyıl öncenin modası.

''Bir gün kal derse o,sakin gitme,çünkü harbiden kalman gerekmese kal demez''.

19.yüzyıl yüreğini ancak kitaplarla keşfedersin evlat.
Keşfedemedeğin ne varsa hepsini siktiret.

Sevgini keşfet yeter.Haydi şimdi bir dal sigara daha bırak ve defol evlat,iyi günler


İyi günler Mösyö...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder