Dalgalar yardıkça denizi,oturduğun yerden Kınalı'ya giden güzergah uzuyor
-bu vakitte,ellerindeki sigarayla sen gözümde çok başka boyuta geçiyorsun.
Delisin dedikçe,gözlerimin önünde bir bahçe açılıyor,bahçede tavşanlar,en beyazından.
-seyehat etmek fikriyle,başın omzuma düşüyor,-kokun dudağımdan burnuma,
işte sonra taa! kalbime oradan.
Göğsümün solunu tutarak uyandığımda ise;-çok başka teyzeler
hastabakıcı kılığında,iğneler yutturuyor derime acımadan.
İğne faslı bittiğinde,-hastabakıcının kollarından tutup soruyorum
neredeyim,burası neresi diye...
yarım yamalak gülümseyip
-Burası Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
diyor.
Sanırım,Elif'i çok ciddiye aldın sen,delisin dedi diye delirmek/te nesi diye soruyor.
Ben Kızılay haftasında sırf mutlu olsun diye altı ünite kan bağışladım Kızılay'a
bu birşey değil diyorum...
Saygı duyduğunu;-deli gömleğimi ütüleyerek belirtiyor.
Ben de O'na daha fazla delirmeyerek teşekkür ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder