1 Mayıs 2012 Salı

Refik-i Ala için


Anneme sustuğum zamanlar,arştan söz açılıyor
yükseldikçe yırtılan kağıtlardan bir bir toz çıkıyor
-Ebabil kuşuna gördüğümüz bütün simitleri atasımız geliyor bir akşam.
o akşam içimizde kin ve kınla sarılı bir susuş.
sonra refik-i ala memnunluğu,kulaklarımızda aynı sessizliğin pası.
senin gönlüme bir sokak çocuğu yardımıyla kuruluşun.
sonra nereye kurulduğunu unutuşun.
...
es kaza beliriyor bir yığın ağrı
darülfünun'un meydanı,cadde-i kebir'in bağrı
bir sağır'ın gürültü ağırlığını üstümde denedikçe
hep herşey için affediyor Tanrı.

Rabbim diyorum Müslümanca telaaffuz edip.
-kabullenişimizi manalıyor sanki herşey
büsbütün menşei safran salkımlarından
ağzımıza bayat bir tat verip anlatıyor.
O anlatmadan önce sen gene de çok sonra gelmiştin sanırım.
epey geç gelişin,her cümleyi olmadığın zamanlara bağlatıyor
ve gözlerime kaçırdığım vapurların dövdüğü dalgalardan damlatıp
bir sabaha uyanıyorum,masalından annemin,anlattıkça ağladığım.

Hala sessiz kulaklarıma bağırıp,-Refik-i Ala diyorsun
bir zamanlar Hz.Peygamber'in son sözüymüş.

O'nu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum.

-Hatta O'na isyan da etmiştim.

İsyanım;-anneannem'i öldürdüğü için,anneannemden miras bir bibloydu.
Duvara fırlatıp,ağlamıştım bütün gece.
-Kınamıştı bu yüzden habibim.


Çok dipteyim,herşey için affet Rabb'im

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder