22 Mayıs 2012 Salı

Bak kızım böyle ayrılık olmaz.

Herkesten uzak bir şehirde,yağmurlu bir pazar günüydü.
Param bitmiş ve iki dal sigaram kalmıştı,telefonun şarjı son çizgisindeydi ve hiç kontürüm yoktu.
Sevdiğim kız ile aramda İstanbul'a vardıktan sonra eğer 1.köprüden gidilirse 362 km,yok eğer 2. köprü tercih edilirse 371 km mesafe vardı.

Ersin Karabulut bile o gün neşelendirememişti beni,yüzümde re-max ilanlarındaki emlakçıların endişesi ve akıbeti belli olmayan bir iç sıkıntısı vardı.
Belli olacağını bilmenin azabı ise,son iki dal sigarayı üst üste içmemi sağladı.
Artık sigarasızdım,hatıralık eşyalar satan Tayyar Emmi bir dal sigara verdi,onu da onunla içtik,
İstanbul'a dönmeme dört gün daha vardı,evden çıkmadan önce ev sahibi evi bu haftasonu boşaltmamızı istediğini söylemişti ve günlerden cumaydı.Eve dönüp tüm eşyaları kutulara tüm giysileri bavullara yerleştirdim.
Evin yanındaki dükkanda bisiklet tamiri ile uğraşan Hikmet abiye o gün de hiç müşteri gelmemişti,iki hafta önce gelen müşterinin bisikletten bozma motorunu tamir etmeye çalışıyordu hala.Bence müşteri gelmeyeceğini bildiği için bozup bozup tekrar tamir ediyordu,neyse.Akşam olmaya yakın çekirdek çitlemek için dükkanının önündeki kaldırıma geçtim,oturdum.O da çekirdeği alıp yanıma geldi.

-Sanki bir yerlere gitcekler amınakoyim,tamir ediyoruz evin önünde bekletiyorlar kodumun motorlarını.
Öyle deme abi,artık insanlar ekmek almaya bile taşıtlarla gidiyorlar.Sen bu yüzden hala bu yöre halkı için en önemli mesleklerden birini icra ediyorsun.Sen buranın gizli kahramanısın.
Çekirdek bittikten sonra bir sigara ikram etti,hayır diyemedim tabi ki.
Tam sigarayı yakmıştım ki külüstür cep telefonuma mesaj geldi.

Ben ayrılmak istiyorum,lütfen affet,herşey bitti,sen daha iyilerine laiksin.


Öylece dona kalmıştım.Bir sigara daha isteyip hikmet abinin oradan kalktım,eve yürüdüm,içeri girdim,ışıkları açacaktım ki,elektiriğin kesik olduğunu farkettim,sanırım ev arkadaşlarım faturayı ödemeden gitmişlerdi.
Neyse mumları yakıp öylece oturmaya devam ettim.

Ne mesaj atabiliyordum,ne arayabiliyordum,sadece ödemeli atabiliyordum.
ve hep aynı cevap ile,oturmaya devam ediyordum.
'Aradığınız numara cevap vermiyor'.

Delirecek gibiydim.Daha düne kadar bir sürü hayal kuruyordum.Geldiğim zaman bir sürü şey yapacaktık,ama önce uzun uzun sarılıp,susacaktık...gözlerine bakıp,bakışlarını yudumlayacak,ellerini tutamadığım her gün için ellerini tutacaktım.

O gece kafayı yedim..Kafayı yedikten sonra,yerlere saçılmış kıyafetlerden görebildiklerimi üstüme geçirip evden çıktım,rıhtıma doğru yürümeye başladım.Herkes yüzüme beni anlar gibi bakıyordu,ya da ben ağlayamadığım için ağlayabilecek bir omuz arıyordum.

Kampüste görüp selam vermekten kaçındığım bir elemanı farketttim.Rıhtımdaki banklardan birinde oturup sigara içiyordu.İşte konuşabileceğim biri diye düşünüp yanına oturdum.

Naber napıyorsun nasıl gidiyor faslından sonra,durumu anlatıp cep telefonunu istedim,sadece turkcell'i arayabilirsin dedi.Tamam zaten turkcelli arayacaktım diyip aldım.
Numarayı tuşlayıp gene aynı elemandan aldığım sigarayı yaktım.Eğer çok kırıldığın biriyle telefonda konuşacaksan bir sigarayı tam açtığı anda yakmalısın.Gerçekten fevkalade acıklı bir his bence bu.

Telefon açıldı,sigarayı yakıp,alo dedim
alo diye tekrarladı.

Ben doğa,niye cevap vermiyorsun telefonlarıma,beni bu şekilde bırakabileceğini mi düşünüyorsun.
dedim
doğa,ödemeli atıyorsun zaten dedi
ulan kontürüm olsa ödemeli mi atarım lan...
Bu şekilde oldu bittiye mi getireceksin herşeyi.Benim neler hissettiğim,neler düşündüğüm ya da ne psikolojide olduğum önemli değil mi senin için dedim.
uzunca bi müddet sustu.

Doğa,lütfen..artık uzatmanın bir manası yok, dedi

-kısa tutmak ta çok anlamsız,bence bu zaman dilimine ortak bir çare bulunmalı
anlaşılmalı dedim,anlamadığı için yine sustu.

Sen daha iyilerine laiksin,gerçekten dedi.

Kime laik olduğumu benden daha iyi mi bileceksin sen dedim.

Benim de hatalarım oldu,senin gibi birini sevmek gibi
bu yüzden biz birbirimize laikiz.Seni hiç üzmedim,sanırım hatam buydu.
Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden çok kendilerini üzen erkeklerden hoşlanırlar.
Çünkü her kadın biraz aptaldır.
Sen biraz değil baya baya malın tekisin dedim.
Biraz sesini arttırıp cevap verdi.
hayır gerizekalı başka birini seviyorum hala anlamadın mı,lütfen beni bir daha arama diyip kapatıyorum dedi
son birşeyler söyleme hakkım var,lütfen dinle dedim...sustu.


Bak kızım
son 1 tl mi,çekirdeğe verdim
sabah kahvaltıda yediğim akşamdan kalma makarna ile duruyorum,
sağdan soldan sigara dileniyorum,sabahtan beri ölü gibi geziyorum
son çizgi şarjımı da sana ödemeli atarak bitirdim,annem babam arayamıyor
konturum yok zaten,olsa hem ayrılınca ödemeli atmazdım.

Bu attığım ödemeli aramalar,yardım çağrısıydı,sen bunu anlamadın.
herşeyin ne kadar boktan olduğunu anlaman gerekirdi.

Haftasonuna kadar evi boşaltmak zorundayım.
Amınakoyim ki kent kartım da bitti,şimdi otobüse binip,bakiye yetersiz yazısını gördükten sonra
şaşırmasam da şaşırmış gibi yapıp insaflı birinin benim yerime basmasını bekleyeceğim okula gitmek için.
Herşeyi geçtim bu kadar aksilik varken,ben de malın tekiyim ki,hala ayrılığımıza üzülüyorum,kafayı buna takıyorum.

İşte sen beni tam da bu dönemim de terk ettin.
Şimdi senden son bir ricam olacak.
Benim için bir sigara yak,çünkü hayvanlar gibi sigara içmek istiyorum şuanda,
ben yapamıyorum,ayrıca kapatırken sesin titreyerek hoşçakal dersen,yani enazından rol yaparsan
harbiden ayrıldığımıza ikna olurum.Çünkü amınakoyim ki,Doğa ben dışarı çıkıyorum,şuraya şuraya gidiyorum der gibi ayrılınmaz,kaçıncı yüzyılda olursak olalım.

Şimdi hoşçakal. diyip sesini titreterek hoşçakal demesini bekledim.

Bye Bye dedi.

Kafanı ...kiyim diyip kapattım.

Elemanın yanına gidip telefonunu verdim

Eleman noldu dedi,bir sik yok,hadi ben gidiyorum görüşürüz sonra saolasın diyip oradan ayrıldım.

Tayyar abi'den kalan paketini istedim,istemeyerek te olsa verdi,bir sigara içip eve döndüm.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder