27 Mayıs 2012 Pazar

Şeyi Hatırlıyormusun?-Hani...

Hoşnutsuzluğu bir annenin
vakitsiz tren geçiyor için.
sen trene binip gidiyorsun,
eğer gidiyorsan
Raylar öldürüldükçe,güzergahın kalbime giriyordur
sonrası için ben
çay koyup içeceğim.
çayla sigara iyi gidiyor.

Sana söylemem gereken bir şey daha var
Hayır,sussam,gözlerimden anlamazsın.
Bu dünyanın salonundan tıkırtılar geliyor.
kalk bir bak desen bakmam.
Öldürürler.
Tenhalar fenalıktır hep
bunu
der babam.
başka şeyler de söyler,anlamadığım.

Anlayamadığın kafiyeye suphi telaşı besliyorum
bu yüzden
bu şiiri al iç şimdi.
talaşı poğaçayı boşver,sabahları
açken hep sigara arayacağız.
Kravatımdan yastık yapacağım
çünkü işten kovuldum,bıraktım diyemiyorum
ben o adam değilim.
O sünni benim katilim
hep namaz kılıyor.
senin trene binip gidiyorsun
gözlerimden
senin trene binip gidişin gitmiyor.
çaydanlığın altını
açık unutup gideceğim
evimiz yanacak.

Sen şimdi
gittiğin için
bu şiirin
bel altını merak etmiyorsun değil mi.
hayır çünkü zaten
artık  çocuk değilsin sen
-hem mimiklerini bayram sabahlarında
düzenlemeyi öğrendiğinden beri
daha çok kuşkudasın,biliyorum
Gittiğin o tren var ya
yerimi belli ediyor akşamları
yanık sigara kızıllığında
akşamları.
akşamları derken
akşamları kastetmiyorum da hatta
neyse işte
akşamları beni rezil rüspa ediyor ocağıma
Çay ocaklarına,meylim var sigaram bulundukça.
epigram,trenin taşıdığı on üç mısra.
o on üç mısrayı da başka ellerde unutma.

Şeyi hatırlıyormusun
-hani,gözlerine inşaa ettiğim
hayal kurumlarının
açılış gününde
ben senin
gözlerinin içine hiç bakamamıştım
bana teşekkür etmek için
kıvranma diye.
Sonra bir tren istedin
hiç bir sebep yokken.
Sen o kırmızı kurdelayı kestiğinde
zamanın o akışkan kısmı
bataklığa dönmüştü.
ben çoktan habibime veryansına gitmiştim.
Körler biraz gördükçe halimi.
Kör olmayasıca deyip,lanetlemişlerdi beni
onları hep sen gaza getirmiştin kanımca.

Sakallarım,trenleri öptükçe acıtıyordu
Sefaletim demiryollarını öldürdü dediğimde

Öldürdüğü anı da şuan tasarladım.
Ellerinde ellerin olmadan dönüyorsun
Gözlerin gözlerime hiç bakamıyor.
ben özür dilemek için kıvranma diye
özür dilemek için kıvranma diyorum.

Ne güzel bir kanser bu aslında.

Bu yüzden olmasa da ben
Anneannemi doksanbeş yazında
Geceliğiyle balkonda
çay tüttürüp,sigara kurarken
hatırlıyorum bazı geceler.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder