26 Nisan 2012 Perşembe

Elif Hep Kendime Çevrili Tetiği Silahlarımın.

Elif,sedirin üstündeki son sohbetim,-buna tesir etmeyecek kadar da bilinmedik,söylenemedik duygular/dan.
-Elif,sülfür alevi,alengirli bir şiddet anım,ayrıca bu ana dönemeyecek kadar da uzak olanlar.
Elif sabah şafaklarından kan damlaları çekiyorsun bu gece yarısı da,uyuyarak.
Uyuyanlar bilir,fakat senin gibi uyuyamazlar elif.

Elif,akşamüstlerini gebertmeye başladığımda Mart'tı,bir banka oturup,kendimizi akşamüstlerine heba etmeye
ne kalmıştı ki?-elimizde hep birşeyler birikiyordu.
Bir Martı,aranan bir katil tarafından atılan ekmekleri yerken birden bire tükürdü ciğerlerini
boğazından tekrar biz alelade denize bırakıyorduk
-İşte o vakit senin peyderpey benden çocuğun olmuştu

Elif,bir akşam pes edip geldi yanıma,o yanıma geldikçe ben arşa uzanıyordum.
-Efsunları gri,hafif kılarkent nefesi almış binaların üstünde bir ulvi ve canlı yadigarı duramıyordu.
O yüzden Rabb'im sen doğarken ellerini yaratmıştı benim için,kırılırlarsa diye tutamıyordum da.

Ne kutluydu herşey o akşam,hiçbir imtihanı veremediğim halde,-emin adımlarla gelmiştim kapına.
Sen -Uzatıp alyansını,veryansına taraf olduğun vakit ''artık kendine gel Doğa!'' demiştin.
Ben o vakitler hep sana gelmiştim,bil diye söylüyorum,es kaza tutunduğum bu dal,
umuyorum ki senin akarsunda boğulur,ben de bu dalla yoğrulup
Arş-ı Ala'ya muhteşemliğin için secdeye doğrulurum,ve Kın'larını koparırdım ecnebi günahlarımın.


Elif,ben sağ elimle adının sağına soyadımı eklemek istiyorum ya.
-Eğer olmazsa diye,hep kendime çevrili tetiği silahlarımın

Kaç kum gerekli,seni daha gerçekçi yansıtabilen bir ayna inşaa etmek için.
Lütfen bir de hiç korkma.
-Biz,seni aynasız çetelerden korumak için,gerekirse silahlanırız da.
Siyahlarının göz güzergahına gözyaşı deymesin.
Değerse aynı açılardan,alafranga metodlar koymam.
Ayrıyetten rivayetler olmaz ki sensiz.
Evin,parkelerin,parke altlarındaki hayaletlerin adı da sensin.

Elif,bir sabah,yanımda uyandı,ben öldüm heyecandan.
-O uyandıktan sonra öldüm,uyurken ölsem uyandırırdım
Bir tek  sen bu çetin siyanürü misket gibi vilayete indirirdin,yağmur başlardı şu taraftan
-Benim sana olan aşkım,çok anlatıldı sonraları,hatta,hattatlar yazamaz ve bilakis
duyanlar ağlardı.

Tabii,tıbbi yitirme seanslarında,her akşamüstü bir martı yitirmeyen de duyamazdı...


Elif,saadetin saatleri öldürür hali,
ahvali kurcalanmış mor pelesenk güllerden söküyor sözcükleri
ihlalden söz edildikçe ben sözlenelim diye ihtilaller hatırlatıyorum sana
Öpücüklerini dünyayı kurtarırken zorlanmayayim diye yanıma aldım.


Tek isteğim de şu ki
Yaz güneşinde,kafama bandağnalar bağla.
ve direk güneşim ol bir süre sonra.

Elif,olmayan herşeyim ol diye doğ,

yoksa doğma.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder