9 Temmuz 2012 Pazartesi

Tersane Terk

Ölünün öldüğü yerinden anlıyorum.
seni sağ bileğim anlamıyor
binalar var burada,şarap lekeli masaörtüleri.
bardaklarda ruj izleri.
senin.

Görüyorum bir balıkçı tersaneyi tanımıyor.
gemileri anlamıyor
ağları,ağlayarak geriyor.
geriliyor bir hat.
kabahatli sanıyor kendini.
asıl kabahat.
re minörden ağlayarak girip.
major depresif ilaçlarını kullandığını
bildirmek

Boynunu zarif tutma,
ellerim kopacak
burası o eski türkülerin şeddesi.
kır vazolarını,üz anneanneni.
herkesi affettireceğim
çok anladım çünkü seni çok.

Görüyorum bir tersane tanınmıyor
yaşlı bir balıkçı tarafından
dağları,dağlayarak geçiyorum
erimiyor o hat bu yaz günü
buzlu arafat cehennemin tağ ortasında arıyor kendini
arap atlar nasıldır şimdi?
sorduğun soruları sorduğun tramvayı
türkçeye çeviremiyorum daha
vallaha çeviremiyorum
çok anlıyorum ama seni,çok.

Tedavülden kalkıyor deniz.
gri kahverengi soğuk benizli bir zemini
yoğuruyor içim.
içim çekildi,içim çıkacak
ölüşüm üzgün eder belki diye yazıyorum her kesimi.

beni denizden başka şey onaramaz artık halindeyim.
sulardan sessizi dizginleyemez
ve dinemem içimde artık

Beni ellerinden başka şey doğuramaz artık,
çünkü mum yuttum,ayindeyim.



Bir balıkçı,aydınlıktan korkuyor
mumları kustum,evde mutlu olduk kaldık.

Biraz duruyorum,tramvay rayları parçalanmış oluyor.
balıkçı ölüyor
ben gülüyorum.

Sen yine geç kalıyorsun.

Bunu affettiremiyorum onlara.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder