3 Temmuz 2012 Salı

Kaç ölümlü şeker?

biatı yaşamadan yaşlanmış.
tabiaten güle yanık.
zaruri zindanların dil altı ilaçlarını
vermemekte ısrarlı
bir kadın
kahve çalıp,piyano içiyor
yağmuru güle oynaya yağdıramadığı sevimsiz
pazartesi akşamları.
ailesini bir tramvay yolculuğunda kaybetmiş.


Tabiatı biaten yaşlaşmış.
tentürdiyot kokusunu
hastanede,kalbini dikerken öğrenmiş
yaramış hastaneler ona.
-ölecek insanları ilk görüşte anlıyor artık
o kadın.
gördüğü her tabloyu Pablo Picasso'nun zannediyor.
resimlere peyderpey meraklı.

Evraklı insanların sıkıntılarını yaşıyor
oturduğu kaldırımdan,-içtiği sigaralara
toz kondurmamak için,kendini öldürmeyi
düşünüyor.

Geçen gün,-Göğe bakma meyhanesinde
ahşap parkelerden soğuk giriyor diye içlenip
üç şişe  1987 Bordeux  şarabı içmiş.
hesabı ödeyemediği için Ah muhsin ünlü
şiirleri okutmuşlar,tüm gece.

''Diyor ki,-ellerinin birtanesinde.
-bahçenin saçları kazıtılmış.
kıbleye çevrilmiş eşarp boşlukları
veyahut tan ile ten çarpık öldürülmüş aile mezarlığına
nazarlığına güvenmiyormuş martılar.
o da martılardan daha akıllı olduğunu zannettiğini
söylüyordu-yüreğimizdeki kurumları nasıl temizleyeceğiz diye toplandığımızda''.

Göğe bakma meyhanesinden çıktığında.
göğe bakma meyhanesinden çıktığını hatırlayamayacak kadar sarhoştu.

...

ebem kuşağını içine çekerek yürüdü,üçüncü köprü sandığı köprünün trabzanlarına çıkıp
astı yüzünü...

aydınlık havalandığında...
ölüye vurdu kıyısı.

Sebebi kırkyedi saat sonra anlaşıldı...

''Meğer  kimsesi yokmuş.
düşün
hiçkimse kaç şekerli içiyorsun diye sormuyormuş''














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder